Kritik

(only Turkish version)

Ses-İmge-Zaman Arasındaki Koridorlarda / Cevdet Erek’in Çalışmaları Üzerine

Yazan: NECMİ SÖNMEZ

Sanat Dünyamız, Üç aylık kültür ve sanat dergisi, Sayı: 111, Yaz 2009, ISSN 1300-2740

Hem Türkiye’de hem de yurtdışında 2001’den itibaren gerçekleştirdiği çalışmalarla dikkati çeken Cevdet Erek hiç kuşkusuz genç kuşak sanatçılar arasında ayrıcalıklı bir yere sahip. Erek, farklı deneylere girip „izi kolay sürülmeyen“ konular, olgular üzerine yoğunlaşarak, değişik disiplinlerin (video, ses, performance, yerleştirme, mimari, desen) birleştiği noktalarda „şiirsel, soyutlayıcı“ işler üretiyor. Sanatçının bir anlamda 2000’li yıllardan beri sürdürdüğü araştırmalarının toplu sunumu olarak değerlendirilebilecek bir multi-media yerleştirmesi (installation), Galerie Akıncı’nın standında 44. Art Cologne Sanat Fuarı’nda yer alan Open Space alanında Nisan ayında gösterildi.

Cevdet Erek AFROS

Erek’in „A Few Retrospectives in Open Space“ başlığı altında sunulan yerleştirmesi, kalın bir duvarın ön, arka, yan yüzüne yerleştirilmiş, desen, obje, kitap gibi nesnelerin yanı sıra video, ses teknikleriyle de güçlendirilmiş olan bütünlükten oluşuyordu. Duvarın ön ve arka tarafında yerin yeşile boyanmış olması da sanat fuarının „curcunalı“ ortamı içinde bile sanatçının işini sunarken göstermiş olduğu titizliğin belirtisiydi. Bu noktada belirtilmesi gereken olgu, Erek’in bu titiz tavrıyla pek uyuşmayan bir sergi geçmişinin olduğudur. Çağdaş Türk Sanatı’nı gösterme adına son on yıl içinde kotarılan tüm vasat, sorunlu sergilerde (ZKM, Karlsruhe, IfA Stuttgart, Berlin son olarak Palais des Beaux Arts de Lille) işlerini gösteren Erek, belki de üzerinde detaylı olarak durulması gereken bir kesişme noktasında duruyor. Genç sanatçı tanımlası otuz beş yaşın sonunda biter, farklı bir süreç başlar; Kavramsallaşma, tavırların keskinleşme, sergi katılımlarının profesyonelleşme zorunluluğu. Türkiye’de birçok genç sanatçının bu süreci ne yazık ki, kendisini yeterince hazırlayamadığı için aşamadığını görüyoruz. Bu elbette sadece genç sanatçıların değil, kelimenin tam anlamıyla aşiret sistemiyle çalışan güncel sanat ortamının sorunlarından biridir. Cevdet Erek’in kesişme noktasındaki konumunu ilginç kılan, onun mimarlık eğitimi almasının yanı sıra, izi kolay sürülemeyen izleklerle ilerleyen süprizli bir yapısının olması. Erek tuhaf şekilde birbirine eklemlenen, birbiriyle ilişki içinde olan diziler üreterek bunları kronolojik olmayan biçimde yan yana getirmekten hoşlanıyor. Dolayısıyla onun çalışmalarını bir çırpıda tanımlama, yorumlama, belli kategorilere indirgemek mümkün gözükmüyor. Sanatçının Art Cologne’daki yerleştirmesi, bu özelliğin altını çizmekle kalmayıp, izleyiciye fazla ipucu vermeyen bir yoğunluğa sahipti.

Bu yerleştirme birbiriyle ilişki içindeki yedi parçadan oluşuyordu. Bunlardan ilki „Father’s Time“ isimli desendi.. Erek babasına bir kağıdın üzerine onun hayatındaki önemli tarihleri yazmasını istemişti. Babasının hazırladığı desen/diyagramdan yola çıkarak, burada belirtilen zaman aralıklarını elleriyle bir tahtanın üzerine vurarak „ritimleştiren“ sanatçı böylece „Studio“ isimini verdiği video çalışmasını oluşturmuştu.. Köln’de desen, video çalışmasının yanınında yer alan küçük bir cetvel ise „Ruler 1“ olarak yerleştirmede yerini almıştı. Erek’in Mısır’da burslu olarak kaldığı bir sürede doğduğu tarihten (1974) 2007’ye kadar geçen zamanı Arapça olarak yazarak oluşturduğu bu cetvelde, her yıl bir santimetre olarak yorumlanmıştı. Dördüncü çalışma ise „Dark Light Dark“ olarak isimlendirilmiş bir LED paneliydi. Sanatçının her santimetreyi bir yıl olarak yorumlamasıyla oluşturduğu deseni kırmızı renkli ince uzun bir LED ekranıyla görselleştirdiği bu çalışma, sürekli olarak akışkan haliyle belki de Erek’in „zaman“ temasına olan yoğunlaşmasını vurguluyordu. Siyaha boyanmış duvarın ön yüzünde yer alan bu dört çalışma soyutlayan bir yaklaşımla, hayatın nasıl dönüştürülebileceği hakkında imgesel değerleri ön plana çıkarmaktaydı. Duvarın dar kısmında yer alan başka bir cetvel „Rular 0 – Now’ sanatçının geliştirmiş olduğu ikinci cetvel modeliydi. Daha önce gerçekleştirdiği arapça yazılı şeffaf okul cetveliyle aynı karaktere sahip olmasına rağmen farklı bir yapıya sahip olan bu cetvel, Erek’in belli sistemlere bağlı bir yaklaşım açısı içinde olduğunu duyumsatıyordu.

Sunumun arka duvarında yer alan çalışmaların çıkış noktası Cevdet Erek’in „SSS” (Shore Scene Soundtrack) isimli sanatçı kitabıydı. BAS (Banu Cennetoğlu) tarafından yayınlamış olan bu nitelikli sanatçı kitabının özgün hali de küçük bir rafın üzerinde sergileniyordu. Erek’in „SSS” (Shore Scene Soundtrack) yerleştirmesi sanatçının bir video çalışmasıyla onun parçası olan siyah renkli bir yer halısından ve ses vericilerinden oluşmaktadır. Videoda yarı karanlık bir mekanda bir figürün iki elini siyah bir halı üzerinde gezdirerek oluşturduğu imgeler gözlemlenirken, ses vericilerinden yükselen müzik, figürün oluşturduğu sesi izleyiciye taşımaktaydi. Sanatçının bir tür performance olarak geliştirdiği bu çalışma, onun en ilginç işlerinden birisi. İzleyici sanatçı kitabını eline aldıktan sonra izlediği video, duyduğu sesler ve bu seslerin çıkarılmış olduğu siyah halı, çözümlenmesi kolay olmayan bir bütünselliği son derece başarılı olarak ortaya koyuyordu. Arka duvarın sağ köşesinde sergilenen A5 boyutlu desenlerin çizgisel karakteriyle birlikte düşünüldüğünde, Cevdet Erek’in farklı parçalardan oluşan, tüm duyum organlarına açık bir “farklı sistemlerle” görsel, işitsel imgeler oluşturduğu duyumsanıyordu.

Cevdet Erek’in bu imgeleri kavramsallaştırıp kavramsallaştıramıyacağı, kendi çalışmalarını kişiliksiz grup sergilerinden koruyup koruyamayacağı, daha önemlisi ilk kişisel sergisini nasıl kuracağı üzerinde durulması gereken sorular/olgular olarak genç sanatçının bundan sonraki çalışmalarını merak etmemizi sağlıyor.